24 Mayıs 2015 Pazar

Coğrafyamızdaki nükleer santraller (Belki de size Akkuyu'dan daha yakın bir nükleer santral vardır)


Malum 
uzunca bir süredir 
ülkemizde yapilacak ve yapilmasi muhtemel 
nükleer santraller hususunda 
bir polemik/tartisma devam etmekte...

Ülkemizin ilk santrali ise
Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS), 
Mersin’e  140 km uzaklıktaki Akdeniz kıyısında, 
Akkuyu mevkiinde inşa edilecektir. 
Akkuyu NGS,
 her biri 1200 MWe kurulu güce sahip 4 üniteden oluşacaktır.


Mayıs 2010'da Rusya ile Türkiye arasında yapılan anlaşma ile 
Rus Nükleer Şirketi ROSATOM tarafından 
"yap-işlet-devret" modeli ile hayata geçecektir. 
Temel atma töreni Nisan 2015'te yapılan santralın ilk ünitesinin 2020'de bitirilmesi planlanıyor.

3 Mayıs 2013'te ise Türkiye ve Japonya arasında 
imza edilen anlaşmaya binaen
 Japon Mitsubishi ve Fransız AREVA konsorsiyomu 
4800 MWe gücünde 4 NGS Sinop'ta inşa edecek.
 2017'de yapımına başlanılması düşünüle santral en erken 2023'te hizmete girecektir.

Bu gelişmelerden sonra özellikle GREENPEACE'in başı çektiği bir çok karşıt görüş ortaya atıldı. 


Bir nükleer santrala ihtiyacımız var mı tartışmasına girmeyerek,
 bu yazımızda acaba 
yakın coğrafyamızdaki diğer santraller hangi ülkede ve o ülkenin neresinde
 sorusuna cevap bulacağız. 



Zira nükleer bir felaket sınır kapınızda pasaport sorabileceğiniz bir olgu değil. (bkn. Chernobyl)
------


İlk durağımız ERMENİSTAN.


Metzamor Nükleer Santralı (Ermenice: Մեծամոր ատոմակայան), 
çevresindeki iller için tehlike arz eden ve Ermenistan'ın Metzamor şehrinde bulunan nükleer santral.


Santral 1977 yılında inşa edilmiştir. 
Her biri 408 MW e güce sahip WWER-440 /230 tıpı 2 uniteden oluşmaktadır.
 Santral Ermenistan'ın başkenti Erivan'a 32 km, Kars'a 100 km, Iğdır'a ise 30 km uzaklıktadır. 

Metzamor Nükleer Santralı bugün dünyadaki mevcut santraller içerisinde en güvensiz reaktör olma özelliğindedir.
 Nükleer santralın kurulma aşamasında Sovyet bilim insanları bu nükleer santralın Ağrı Dağı fay hattı üzerinde bulunması sebebiyle yapılmasına karşı çıkmışlardır.
 Yine aynı şekilde bu santralın bölgedeki yeraltı sularına radyasyon sızdırması ihtimali de o dönemde gündeme getirilmiştir. 
Ancak bu olumsuzlukları dikkate almayan Sovyet Bürokrasisi santralın yapımını onaylamıştır.
-------

Sırada BULGARİSTAN var.

NPP Kozloduy 5-6.jpg

Kozloduy Nükleer Enerji Santralı Romanya sınırına yakın, 
Tuna nehrinin bulunduğu bir şehir olan Kozloduy'un 5 kilometre (3.1 mi) doğusunda, Sofya'nın 200 kilometre (120 mi) kuzeyinde konumlanmış
 Bulgaristan'daki bir nükleer enerji santralıdır. 
Bölgedeki en büyük ve ülkedeki tek nükleer enerji santralıdır. İlk reaktörün inşası 6 Nisan 1970'de başladı.


Kozloduy NEŞ şu sıralar toplam üretimi 2000 MW/MWe olan 2 tane başınçlı su reaktörünü işletmektedir. Ünite 5 ve 6, sırasıyla 1987 ve 1991'de inşa edilen, VVER-1000 reaktörleridir. 2014'e kadar her biri 1100 MW'lik kapasiteye ulaşan bir üst modele geçilecek. Son verilen Belene NEŞ projesinden montajlı bir üniteyi kullanarak yedinci 1000'MW lik ünite kurulacaktır.
------

Trakya sınırımıza yakın bir diğer santral ise ROMANYA'da.


Çernavoda Nükleer Santralı 1980lerde ülkenin Karadeniz kıyısında Tuna Nehri deltasında kurulmuştur.


Ülke komünist dönemlerini yaşarken Çavuşesku tarafından Sovyetler Birliği'ne değil Kanadalılara yaptırması, döneminde Demir Perde arkasında ufak da bir gerginliğe sebep olmuştur.
-------

ÇERNOBİL denilince bugün dahi kötü hatıralar. o günleri yaşayanlar tarafından derinden hissediliyor.

Ama şöyle de bir gerçek var ki UKRAYNA'da Çernobil'den bize daha yakın ve şu an çalışır vaziyette iki santral daha bulunuyor.


Yüzhnoukrainsk(Konstantinovka) ve Zaporizhzhia Nükleer santralleri.

Hatta Zaporizhzhia NGS için Avrupa'nın en büyük santralı olduğunu not düşmeyi ihmal etmiyoruz.
--------


ve İRAN.

 Haber bültenlerinde ABD ile yaşadığı nükleer polemikler malum..

2011 yılında Bushehr NGS'nin hizmete girdiği açıklaması yapılmasına rağmen, İran'daki NGSleri bakımından net bir bilgi bulunmamaktadır.
-----

Orta Doğu’da Petrol Neden Bu Kadar Çok?

Haziran 2017 itibari ile ortaya çıkan "Katar Krizi" ile yıllardır süre gelen bir Orta Doğu klişesi yine tekrarlandı: ORTA DOĞ...